Cenap Şahabettin Kimdir

Servet-i Fünun şiirinin kuruluşunda ve gelişmesinde Tevfik Fikret’ten sonra en önemli yere sahiptir. Sembolizmin rağbet görmeye başladığı tarihlerde Paris’te olan şair edebiyatla ilgilenmiştir. Fransız şiirlerine benzer şiirler yazmıştır.

1896 yılında Tevfik Fikret’in de dikkatini çekere Servet-i Fünun edebiyatına katılmıştır. Milli mücadeleyi bazen yeren bazen de öven yazıları yüzünden Türk kamuoyundan büyük tepkiler aldı. Önceleri divan edebiyatının etkisinde kalan Cenap Şahabettin, daha sonra Servet-i Fünun akımına katılmıştır. Şiirlerinde kullandığı istiareler Türk şiirine değişik hayaller getirmiştir. Müzikaliteye büyük önem veren şair aruz veznini kullanmıştır. Aşk ve tabiat başlıca temalarıdır. Aşk bazen çok hissi hatta romantik, bazen de çok şehvetlidir. Şiirlerinde insan ile tabiat iç içe yerleştirilmiş ve kaynaştırılmıştır. Tabiat tasvirleri subjektiftir.

Cenap Şahabettin, zengin lirizmi, çok renkli ve geniş hayal gücü ile bu devirde batılı Türk şiirinin en seçkin kişilerindendir. Fransız şiirinden ilham alan yeni bir hayal dünyası ve ifade özellikleri ile zamanın ilk batılı örneklerini veren şiirleri yazmıştır.

ŞİİRLERİ:

Tâmât (1887)

Seçme Şiirleri (1934, ölümünden sonra)

Bütün Şiirleri (1984, ölümünden sonra)

TİYATROLARI:

Körebe (1917)

DÜZYAZILARI:

Hac Yolunda (1909)

Evrak-ı Eyyam (1915)

Afak-ı Irak (1917)

Avrupa Mektupları (1919)

Nesr-i Harp, Nesr-i Sulh ve Tiryaki Sözleri (1918)

Vilyam Şekispiyer(1932)