Ahmet Haşim Sanatı ve Hayatı

Ahmet Haşim Modern Türk şiiri denilince aklımıza gelen ilk şairdir. Türk Edebiyatında hakkında pek çok araştırma yapılan ve fazlaca eleştirilen bir şairdir.

Hakkında yazılan kitaplar şunlardır:

  • Abdülhak Şinasi Hisar – Ahmet Haşim’in Şiiri ve Hayatı
  • Hilmi Yücebaş – Bütün Cepheleriyle Ahmet Haşim
  • Ahmet Haşim Yaşamı, Kişiliği, Sanatı ve Seçme Şiirleri
  • İnci Enginün, Zeynep Kerman – Ahmet Haşim, Bütün Şiirleri

Doğum tarihi hakkında pek çok farklı görüş vardır. Ancak 1887 yılında Bağdat’ta doğduğunu kabul ediyoruz. Bunun sonrasını ise “Son Asır Türk Şairleri” adlı eserden çıkartıyoruz. Etnik olan Arap kökenlidir. Babası Arif Hikmet Efendi, annesi Sahra Hanım’dır. Ailesi Osmanlının önemli kademelerinde yer alır. Bağdat’ta bulunduğu yıllarda hasta bir çocukluk yaşamıştır. Bu dönemlerde annesini kaybeder. Ahmet Haşim’in annesini kaybetmesi ve bütünüyle çöl ortamında kalması daha sonra şiirlerine de yansıyacaktır. Ahmet Hikmet Efendi’nin tayininin İstanbul çıkmasıyla İstanbul’a gelir ve yerleşir. İstanbul Ahmet Haşim için yabancı bir ortamdır. Bilmediği bir ortam ve anlamadığı bir yeni bir dil vardır. Bu nedenle Ahmet Haşim’in içe kapanıklığı daha da artar. Türkçeyi sonradan öğrenen şair Galatasaray Lisesinde okur. Galatasaray Lisesinde Tevfik Fikret’in öğrencisi olur. Türk edebiyatında isim yapacak isimlerle burada sınıf arkadaşlığı yapar. Şiir yazmaya da böyle bir ortamda başlar. Kendisini yoğun bir şekilde edebiyata verir. Yazdığı şiirleri arkadaşlarına göstermez. Ancak bir gün arkadaşları şiirini gizlice alır ve bir dergiye basılması için yollarlar. Ahmet Haşim okuldan mezun olduktan sonra İzmir’e Fransızca öğretmeni olarak atanır. Burada Yakup Kadri Karaosmanoğlu ile tanışır. Ahmet Haşim daha sonra 1.dünya savaşına katılır. Savaşa katılmasına rağmen ırkından dolayı sürekli küçümsenir. Ahmet Haşim bu konudaki rahatsızlığını sürekli dile getirmiştir. Ahmet Haşim hayatı boyunca yaşadığı bu olumsuzlukları eserlerine de yansıtmıştır.

Ahmet Haşim edebi kişiliği : Ahmet Haşim son derece içe dönük, kendi iç dünyasında yaşamayı seven bir sanatçıdır. Annesinin ölümü ile kendini yalnız hisseden ve aynı zamanda kendini çirkin olarak düşünen Ahmet Haşim, bu nedenle toplumdan uzak kalmayı tercih etmektedir. Gündüzlerin tüm çirkinlikleri ortaya koyduğunu belirtip karanlıklarda yaşamayı tercih etmiştir. Kadınları çok sevmiştir ancak onlara çirkinliğini düşünüp kabul edilmeme korkusuyla fazla yaklaşmamıştır.  Ahmet Haşim edebi hayatı boyunca hep aruz ölçüsünü kullanmıştır. Çünkü aruz vezniyle şiirlerinde ahenk sağladığını düşünmüştür. Şiirlerinde hep kapalı anlamlar olan Ahmet Haşim bu nedenle sıkça eleştirilmiştir. Saf şiirin de kurucusu olan Ahmet Haşim şiirin bir ideolojiye ve düşünceye araç edilmesine karşı çıkmıştır. Ona göre şiirde anlam aranmamalıdır. Şiirin estetik zevki ve biçimi Ahmet Haşim için önemli olmuştur. Ahmet Haşim şiirleri anlaşılması zor ancak ahenk olarak akıcıdır. 

İlk şiir kitabı “Göl Saatleri” dir. Bu şiir kitabı 1921 yılında Dergah Yayınlarından çıkar. Bu kitabında aykırı olan, alışılmışın dışında olan şiirleriyle dikkat çeker. Bu nedenle çok farklı tepkiler alır.  Ancak bu kitabı önemli ve yeni bulan pek çok şahsiyette olmuştur. Ahmet Haşim eserleri şunlardır:

Ahmet Haşim

ŞİİRLERİ:

Göl Saatleri (1921)

Piyale (1926)

FIKRA VE SOHBET YAZILARI:

Bize Göre (1926)

Gurabahane-i Laklakan (1928)

GEZİ YAZILARI:

Frankfurt Seyahatnamesi (1933)

İlgili Yazılar