Pragmatizm (Faydacılık)

Pragmatizm, 19. Yüzyıl sonu ve 20. Yüzyıl başlarında İngiltere ve Amerika’da ortaya çıkan ve daha sonra Amerika’nın milli felsefesi haline gelen bir felsefedir. Faydacılık olarak Türkçe hale dönüştürülen pragmatizm, esasında kelime kökeni itibari ile pratikten türemişti. 

İşe, eyleme dönük, uygulanması amaçlanmış olan düşünceyi karşılayan pragmatik’in düşünsel biçimini vurgular ve felsede ilk kez Charles S Peirce tarafından kullanılmıştır. Aslında pragmatizmin, yanlış bir anlamlandırma ile gayri ahlaki bir niteleme olan fırsatçılık (oportünizm) ile ve İngiliz ahlak felsefesi geleneğini temsil eden yararcılık (utilitarianism) ile karıştırılmaması için salt faydacılıktan ziyade eylemsel faydacılık ya da pratikçilik olarak nitelendirilmesi daha doğru olur. Zaten Amerikan pragmatizmin kurucusu Peirce de pragmatik terimini, deneysel sonuçlarını belirtmek amacıyla Kant’tan aldığını söylemektedir. Yalnız Peirce’ün bir pratik karakterden bahsetmesi, salt sözlü tartışmalardan sakınmak bir tarafa, sadece bir ölçütü hatırlatmak içindir. Ki bu ölçüt pratik, eylemsel faydadır. Pragmatizm daha önce var olan düşüncelerden de faydalanarak kendini bu ölçüte göre yapılandırır. William James’ın da belirttiği gibi; pragmatizm yepyeni bir şey değildir, pek çok yönden eski felsefi yöntemlerin izini taşır. Örneğin, sadece tikellere başvurma bakımında nominalizme pratik bakış açısı ile utilitaryanizme ve söylemsel çözümlemelere ve metafiziksel soyutlamalara karşı çıkmakla da pozitivizm ile bir uyuşma içerisindedir. İtalyan pragmatisti Giovanni Papini yaptığı analojide pragmatizmi bütün odaların ortasında bulunan ve onları birbirine bağlayan her otel koridoruna benzetir. Tıpkı bu koridor gibi pragmatizm de bütün teorilerin tam merkezinde yer alır. Her bir teori bir şekilde pragmatizme açılır, o da bunların kendine dönük yönünü ele alır. Fakat hepsi de birbirinden farklı olmasına rağmen kendi alanlarına gitmek için bu koridordan gitmek zorundadır. Bu bağlamda pragmatizm elde edilmiş bir takım sonuçlar değil, sonuçlara ulaşmada bir yöntem olarak araştırmacı bir tutum sergilemektir.

Felsefi temelleri Antik Yunan’da Sokrates öncesi döneme kadar uzanan pragmatizm, insanı temel alarak, sofistlerin kuşkuculuğa ve dogmatizme karşı çıkarak ileri sürdükleri insan her şeyin ölçüsüdür prensibini benimsemiş hümanist karakterli bir düşüncedir. Ayrıca pragmatizm, ontolojik anlamda Herakleitos’un her şey akar, insanı da içine alan her şey süreklilik arz eden bir oluşum halindedir ve bu oluş içerisinde sürekli değişime uğrar şeklindeki görüşleri ile bağdaşır niteliktedir. Bu çerçevede pragmatizme göre, değişmeye bağlı insan eylemlerini kendine faydalı kılmak amacıyla eylemin amacının ve verdiği faydanın ölçüsünün sorgulanması esastır. Gerçeklik arayışı diye bir şey yoktur, her türlü düşünme etkinliği salt problem çözme ile ilgili bir konudur, inançlar ise eylem alışkanlıklara tekabül eder, yoksa gerçekliğe ilişkin tasarımlar değildir. Pragmatist epistemolojide bilginin doğrulu ve değeri verdiği fayda ile ölçülür.

Pragmatizm, doğruluğu ve gerçekliği tek taraflı olarak sadece eylemlerin sonuçlarıyla değerlendirir ve onları yalnızca fayda açısından irdeler. Önemli olan sorunun çözümüne katkıda bulunmaktır. Bilgi sorun çözücü bir araçtır, eylem bilgiye de düşünceye de prensip olarak üstünlüklüdür. Pragmatizmin başlıca temsilcileri, Amerikan filozofları olan Charles S Peirce, William James ve John Dewey’dir. Pragmatizm, daha somut bir biçimde gündelik yaşamın içinde faydayı esas alır ancak buradaki fayad prensibi, aslen eyleme dönük kolaylığı ifade etme açısından işe yararlığı betimler.

Pragmatizm, eğitimde oldukça etkili ve uygulama alanı bulmuş bir akımdır. Sahneye çıktığı günden bu yana halen eğitim felsefesinde ağırlığını korumaktadır. Eğitimde, teoriden ziyade pratiğe, uygulamaya önem verir ve eğitimi toplumsal ve bireysel bir pratik olarak ele alır. Çünkü eğitim sadece hayat hazırlığı değil aynı zamanda hayatın bizzat kendisidir. Bu çerçevede, pragmatist eğitimde önemli olan yaşamın içinden güncel problemlere yönelmek ve eğitimin ilke ve yöntemlerini hayattan edinilen tecrübeler ile şekillendirmektir. Nihai amaç tek tek bireylerin ve böylece de toplumun hayatını kolaylaştırmak, genel mutluluğu sağlamaktır. Eğitim programı, değişen şartlara bağlı olarak güncel konu ve sorunları kapsamalıdır. Değişmez gerçeklik ve buna bağlı sabit bir doğruluk yoktur. Bu sebepten dolayı ders içerikleri değişmenin doğasına uygun olarak, bunu vurgulayacak bir biçimde yapılandırılmalı ve bireysel ilgi istidat ve kabiliyetler göz önünde bulundurulmalıdır. Bilimsel araştırma mantığına dayalı, problem çözme metodu kullanılmalıdır. Eğitim yaşantıları bire bir gerçek yaşamın içinden seçilmiş, doğrudan doğruya edinilen maksatlı yaşantılar olmalıdır. Bu doğrultuda yaparak yaşayarak, işbirliğine dayalı öğrenme modeli benimsenmelidir. Okul demokrasinin yaşandığı ve yaşatıldığı, salt teorik bilgiden çok pratiğin ön planda olduğu, bir yöntem olarak demokrasinin uygulandığı bir yerdir. Öğrenci, aktif katılımla eğitimin merkezinde yer alır. Diğer bütün düzenlemeler öğrenciye göre yapılandırılır. Öğretmen, bir kılavuz, bir rehberdir. Gerçek hayatın içinden problemlerle bire bir yüzleşme sonucu başarı ve başarısızlık durumu anlık değil de yaşam boyu devam eden bir süreç olarak değerlendirilmelidir. Pragmatizmin temel olduğu önde gelen eğitim teorileri, ilerlemecilik, yeniden kurmacılık ve yapılandırmacılık olarak ifade edilir.

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.